Son yıllarda gerçekleştirilen birçok araştırma, Z ve Y kuşaklarının hayata bakış açısı ve beklentileri hakkında çarpıcı veriler sunmaya devam ediyor. Gençlerin toplumsal, ekonomik ve kişisel hedefleri, bir önceki kuşaklardan oldukça farklı. Bu bağlamda yapılan son bir araştırma, Z ve Y kuşağının en büyük hayallerini net bir şekilde ortaya koydu. Gençlerin, kariyer hedeflerinden sosyal adalet taleplerine kadar birçok konuda neyi hayal ettiklerini ve bunu gerçekleştirmek için hangi yollara başvurmayı planladıklarını incelemek, kuşaklar arası farkları anlamak açısından son derece önemli.
Yapılan araştırmalara göre, Z ve Y kuşağı temsilcilerinin büyük çoğunluğu, kişisel tatmin ve mutluluğun ön planda olduğu kariyer hedefleri belirliyor. Özellikle Y kuşağından (1981-1996 doğumlular) gelen katılımcıların büyük bir kısmı, işlerinin anlamlı olmasını, mesleklerinde gelişim imkanı sağlamasını ve güvenli bir gelir sunmasını önemli buluyor. Z kuşağı (1997-2012 doğumlular) ise çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal adalet konularına daha fazla odaklanıyor. Araştırmaya katılan gençlerin yaklaşık %70’i, kariyerlerinin toplumsal bir değişime katkı sağlamasını istediklerini belirtiyor.
Bu sonuçlar, Z ve Y kuşağının iş dünyasındaki beklentilerinin geçmişteki kuşaklara göre nasıl evrildiğini gösteriyor. Öncelikle, Z kuşağı, içsel motivasyonları ve çevresel kaygıları doğrultusunda kariyer yollarını seçme eğiliminde. Özellikle iklim değişikliği gibi küresel sorunlara duyarlılıkları, onların iş seçimlerini de etkiliyor. Bu kuşak, iş seçimlerinde sadece finansal kazançları değil, aynı zamanda işin topluma ve doğaya faydasını da göz önünde bulunduruyor.
Y kuşağı ise kariyer hedefleri söz konusu olduğunda daha geleneksel bir yaklaşım sergileyebilir. Ancak, bu kuşağın temsilcileri de anlamlı iş deneyimleri arayışında. Çoğu genç, işlerinin sadece bireysel kazanç sağlamasını istemiyor; aynı zamanda başkaları için de katkı sağlamayı önemsiyor. Örneğin, birçok Y kuşağı bireyi, çalışma hayatında artık yalnızca iş saatleri ile sınırlı kalmayıp, esnek çalışma koşullarını da arıyor. Güçlü bir iş-yaşam dengesi kurmak, hem Z hem de Y kuşağının hayallerinin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
Bu araştırmanın bir diğer dikkat çeken bulgusu ise, gençlerin iş beklentilerindeki değişim. Özellikle dijital çağın etkisiyle, gençler artık yalnızca geleneksel ofis ortamlarında değil, uzaktan çalışma imkanlarının da kendilerine sunulmasını bekliyor. Böylece, işlerini yerine getirirken yaşam alanlarını daha da özel bir hobi veya sosyal alan olarak kullanabiliyorlar. Bu durum, tıpkı pandeminin getirdiği zorunlu şartlar gibi, iş dünyasında da kalıcı değişimlere yol açabilir.
Ayrıca araştırma, Z ve Y kuşağının sosyal adalet konusundaki duyarlılıklarını da gösteriyor. Gençler yalnızca kariyer hedefleri değil, aynı zamanda sosyal değişim yaratma, toplumsal barışı sağlama ve insan hakları gibi konularda bilinçli ve aktif bir şekilde yer almak istiyorlar. Bu koşullar altında, gençler için ideal bir iş, sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda bir değişim aracı niteliği taşıyor.
Sonuç olarak, Z ve Y kuşağının hayalleri birçok faktöre bağlı olarak biçimleniyor. Fakat en öne çıkan özellik, bu kuşakların sadece maddi kazanç yerine, anlam dolu bir yaşam sürme arayışında olmaları. İş dünyası ve toplum, bu gençlerin taleplerine göz atarak, geleceği şekillendirecekleri yolunda onlara daha fazla fırsat sunmak zorunda.
Geçmişten geleceğe doğru uzanan yolculukları, iş dünyası ve büyük markalar için de bir uyarı niteliği taşıyor. Gençlerin hayallerinin ve beklentilerinin hızla değiştiği bu dönemde, işverenler, yenilikçi yaklaşımlarla bu duruma yanıt vermek zorunda. Aksi takdirde, Z ve Y kuşaklarının gözünde değer kaybedecekleri kaçınılmaz bir gerçek.