ABD Yüksek Mahkemesi, tarihi bir karara imza atarak eski Başkan Donald Trump'ın göçmenlerin yasal statüsünü iptal edebilme yetkisini onayladı. Bu karar, ülkedeki göçmen toplulukları açısından büyük endişelere yol açarken, Trump yönetimi döneminde uygulanan sert göç politikalarının yeniden gündeme gelmesine neden oldu. Mahkeme, bu yetkinin uygulanabilir ve yasal olduğunu vurguladığına göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde göçmenlerin geleceği için önemli bir dönüm noktasına gelinmiş oldu.
Trump yönetiminin 2017 yılında başlattığı politikalar, ülke genelindeki göçmen toplulukları üzerinde derin etkiler bırakmıştı. Bu süreçte, "sıfır tolerans" politikası kapsamında ailelerin ayrılması, DACA (Deferred Action for Childhood Arrivals) programının iptali gibi birçok tartışmalı uygulama hayata geçmişti. Yüksek Mahkeme'nin bu son kararı, Trump’ın geçmişteki sert göçmen politikalarını yeniden canlandırabileceğinin sinyallerini veriyor.
Yüksek Mahkeme’nin, Trump’ın göçmenlerin yasal statülerini iptal etme yetkisini onayladığı karar, 2020’de Başkan Biden’in yönetimi sırasında göçmenlik reformu çalışmalarının durmasıyla birçok kesimi alarma geçirdi. Bu yeni yetki, Trump’ın yeniden Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olması halinde uygulamaya geçmeye hazır olması anlamına geliyor. Ayrıca, bu kararın, mevcut göçmenlerin yaşamlarını da etkilemesi muhtemel görünüyor.
Yüksek Mahkeme'nin aldığı bu kararla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan milyonlarca göçmenin geleceği belirsizlik içinde. Göçmen hakları savunucuları, bu durumun, topluluklar içinde korku ve endişe yaratacağına dikkat çekiyor. Özellikle DACA yararlanıcıları, eğitim durumu, iş güvencesi ve genel yaşam standartları açısından büyük risklerle karşı karşıya kalabilir. Bunun yanı sıra, söz konusu kararın, yerel ve eyalet yönetimlerini de harekete geçireceği, göçmenlere yönelik yeni yasaların ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.
Ayrıca, hukuk uzmanları bu kararı, ülkedeki göçmenlere uygulanan baskıcı politikaların bir parçası olarak değerlendiriyor ve bu durumun, Amerika'nın uluslararası imajına da olumsuz etkilerde bulunabileceğini belirtiyor. Göçmenlik reformu için mücadele eden sivil toplum kuruluşları, bu karara karşı hukuk mücadelesi başlatacaklarını duyurdu. Böylece, birçok göçmenin yasal statüsünü koruyabilmek adına ciddi hukuki süreçler başlayacak.
Sonuç olarak, Yüksek Mahkeme'nin bu kararı, Trump’ın göçmenlik politikalarının geri döneceği endişesini beraberinde getiriyor. Toplumun birçok kesimi, bu durum karşısında nasıl bir önlem alacaklarını düşünmeye başladı. Göçmenlik konusunun önümüzdeki dönemde ABD siyasetinde nasıl bir rol oynayacağı merakla bekleniyor. Bu kritik kararla birlikte, ülkenin göçmenlik tarihinde yeni bir sayfa açılmış durumda ve bu sayfanın nasıl şekilleneceği ise zamanla netlik kazanacak.