Türkiye'nin ekonomik panoraması son dönemlerde değişkenlik göstermeye devam ediyor. Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisi, artan maliyetler ve global ekonomik dalgalanmalar derken, Türkiye'de kapanan şirket sayısı bir rekor kırarak artış gösterdi. Bu durum, işletmelerin sürdürülebilirliklerini sağlamakta zorluk yaşadıklarının bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için bu durum daha da belirgin hale geldi. Alınan ekonomik tedbirler ve desteklerin etkisi, kapanma kararlarını direkt olarak etkileyen unsurlardan biri oldu.
Ekonomideki belirsizlik, yükselen girdi maliyetleri ve düşen talep gibi faktörler, birçok işletmenin kapanmasına neden oluyor. Özellikle son yıllarda artan enflasyon oranları, iş dünyasının geleceğini tehdit eden bir unsur olarak öne çıkıyor. Yüksek fiyatlar, tüketicilerin harcama eğilimlerini olumsuz etkilediği gibi, girdi maliyetlerinin artması, birçok işletmenin kar marjını daralttı. Özellikle, sanayi ve ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların zor günler geçirdiği dile getiriliyor.
Küçük işletmelere ve girişimcilere destek vermek amacıyla kurulan KOSGEB, birçok girişimcinin yardımına koşmaya çalışıyor. Ancak, desteğin yetersiz kaldığı noktalarda, birçok işletme kapanma kararı almak zorunda kalıyor. İş dünyası temsilcileri, devletin alacağı ek önlemlerle, işletmeleri ayakta tutacak adımlar atılmasını beklediklerini vurguluyor. Uzmanlar, ekonomik canlanma için gerekli adımların atılmaması halinde, kapanan şirket sayısının artışının devam edeceğini öngörüyor.
Türkiye, işsizlik oranlarını azaltmak ve ekonomik büyümeyi sağlamak için stratejik planlamalara ihtiyaç duyuyor. Çünkü kapanan işletmelerin sayısının artması, sadece ekonomik sorunları değil, sosyal sorunları da beraberinde getiriyor. İşsiz kalan çalışanlar ve sosyal güvenlik sorunları, ekonomik dengenin bozulmasına neden oluyor. Kapanan her bir işletme, aynı zamanda birçok insanın geçim kaynağının sona ermesi anlamına geliyor. Bu durumun önüne geçmek için iş dünyasında ve hükümette önemli iş birliklerinin sağlanması gerekiyor.
Sektör temsilcileri, turizm, inşaat, tekstil ve gıda gibi birçok sektörde tıbbi ve ekonomik desteklerin artırılması gerektiğini ifade ediyor. Eğer bu süreçte işletmelere destek verilmezse, KOBİ'lerin büyük bir bölümü bu kaotik durumdan etkilenerek, ekonomik hayattan çekilmek zorunda kalabilir. Türkiye'nin ekonomik modelinin yeniden gözden geçirilmesi ve stratejik önceliklerin belirlenmesi, önümüzdeki dönemde iş dünyasına yön verecek unsurlar arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Türkiye'de kapanan şirket sayısının artması, sadece ekonomik bir veri değil, aynı zamanda toplumun genel sağlığı ve refahı için de bir tehdit oluşturuyor. Ekonomik stabilitenin sağlanması, sürdürülebilir bir büyüme için zorunluluk arzediyor. Girişimcilerin daha fazla destek görmesi ve yeni fırsatların yaratılması, Türkiye'nin ekonomik geleceği açısından kritik öneme sahip. Olası kapanmaların önüne geçebilmek için, hem devlet hem de özel sektör işbirliği ile yenilikçi stratejiler geliştirilmelidir. Bu süreçteki tıkanıklığın aşılması ve işletme sürdürülebilirliğinin sağlanması, Türkiye ekonomisinin geleceği için büyük bir adım olacaktır.