Son dönemde Türkiye'nin önemli şehirlerinde yaşanan bir dolandırıcılık olayları zinciri, büyük bir vurgunun gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. 6 farklı ilde gerçekleştirilen ve 12 milyon lira gibi dev bir meblağla sonuçlanan eskort dolandırıcılığı, yalnızca maddi kayıplara değil, aynı zamanda psikolojik etkilerle de mağdurları derinden sarstı. Dolandırıcılık şebekesinin nasıl çalıştığı ve kimlerin bu olaylardan etkilendiği konusunda detaylı bir inceleme yapmak, Türkiye'deki dolandırıcılık türlerinin bir kez daha gözler önüne serilmesi açısından önemli.
Her şey, sosyal medya ve internet üzerinden aktif olan dolandırıcıların, sahte eskort ilanlarıyla başlamasıyla başladı. Mağdurlar, genellikle sosyal medya platformları ve çeşitli ilan siteleri üzerinden baştan çıkarıcı fotoğraflarla hazırlanan sahte profillerle karşılaştı. Bu profillerde, sundukları “hizmetlerin” kalitesi vurgulanarak, yüksek ücretler talep edildi. İlk aşamada, dolandırıcılar, potansiyel müşterilere “ön ödeme” adı altında bir miktar para talep ederek bağlantı kuruyordu. Ön ödeme yapıldıktan sonra, söz konusu kişilerle iletişimleri kesilmeye başladı.
İlk başta durumu anlamayan mağdurlar, dolandırıldıklarını fark ettiklerinde genellikle geç kalmış oldular. Bu süreçte, dolandırıcılar, mağdurların korkularından yararlanarak onları manipüle ediyorlardı. Şebekenin çok görünmez olması ve genellikle birbirinden bağımsız gibi görünen dolandırıclıklara yönlenmeleri, yetkililerin olayı çözmesini zorlaştırdı. Tek bir çatı altında toplanmayan bu dolandırıcılık ağı, kurbanlarından aldığı paraları başka hesaplara yönlendirerek, izini kaybettirmeyi başarıyordu.
Dolandırıcılığa uğrayan bireyler sadece maddi kayıplarla değil, aynı zamanda duygusal bir travmayla da yüzleşmek zorunda kaldılar. Kendilerini kullanılmış ve aldatılmış hissetmeleri, toplumsal baskı ve utanç duygularıyla birleşince birçok mağdur, olayın üzerinde durmamayı tercih etti. Ancak, mağdurlar arasında oluşturulan dayanışma grupları ve sosyal medya platformlarındaki paylaşımlar, durumu açıklığa kavuşturmaya çalıştı. Bu süreçte, dolandırıcılık ağının boyutları da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı.
Yetkililer, dolandırıcılıkla ilgili soruşturmalar başlatırken, pek çok bölgede yapılan baskınlarla şüphelilere ulaşıldı. Şebekenin elebaşı ve diğer üyeleri, hızla gözaltına alındı. Ancak, mallarının ve hesaplarının çoğunu gizli tutmayı başarmış olan dolandırıcıların, mağdurlardan topladıkları paraları nasıl akladıkları konusunda pek çok soru işareti de oluşuyor. Çünkü dolandırıcılar, yalnızca sosyal medya üzerinden değil, aynı zamanda sahte kimliklerle farklı bankalarda hesaplar açarak araç değiştiriyor gibi görünüyordu.
Sonuç olarak, 6 ilde gerçekleştirilen bu dolandırıcılık olayı, dikkatli olunmadığında kişilerin başına gelebilecek tehlikeleri bir kez daha gözler önüne serdi. İnternet ve sosyal medya platformlarındaki dolandırıcılıklara karşı daha dikkatli olunması gerektiği açık bir şekilde ortaya çıkmış durumda. Yetkililere düşen en büyük görev, bu tür dolandırıcılıkların kökünü kazımak ve mağdurların haklarını korumaktır.
Unutulmamalıdır ki, dolandırıcılık haberlerine karşı duyarlı olmak, sosyal medya çağında son derece önemlidir. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için tüm vatandaşların bilgilenmesi ve dikkatli olması gerekmektedir.