Son dönemde dünya gündemini meşgul eden ve Orta Doğu'da yeni dinamikler yaratan İsrail-İran çatışması, ABD basını tarafından dikkat çekici bir şekilde ele alındı. Özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump'ın politikalarına duyulan özlemle birlikte, bu çatışmanın arka planındaki ekonomik ve siyasi çıkarlar üzerinde duruluyor. İşte bu bağlamda, ABD medyasında öne çıkan yorumlar, Trump dönemindeki bazı dostların ve destekçilerin, bu savaşın kazananı olabileceği yönünde odaklanıyor. Analistler, bu durumun sadece askeri değil, aynı zamanda ticari boyutlarının da olduğunu belirtiyor.
İsrail ve İran arasındaki gerginlik, aslında yüzlerce yıl geriye giden tarihi ve politik bir çatışmanın devamı niteliğindedir. Her iki ülke, Orta Doğu'daki güç dengeleri üzerinde etkili olmak için uzun zamandır mücadele etmektedir. Ancak günümüzde bu çatışma, sadece iki ülkenin değil, birçok uluslararası aktörün de çıkarlarının çatıştığı bir alan haline geldi. Son yapılan analizlerde, Trump döneminde Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin yanı sıra, İsrail'in de güçlü destekçilerinin olduğu ortaya konuluyor. Bu durum, bazı iş insanlarının ve lobi gruplarının, savaşın sürdüğü bu dönemde ciddi kazanımlar elde edeceğine dair beklentilerini artırıyor.
Donald Trump’ın yönetimi sırasında ilişkilerinin güçlendiği bazı iş insanları ve lobilerin, İslami Devrim Muhafızları gibi gruplara karşı verdiği destek, bu çatışmanın kazananı olabileceği yönünde yorumlanıyor. Örneğin, savunma sanayii yatırımları yapan şirketler, İsrail’in askeri gücünün artırılması için önemli sözleşmelere imza attı. Bu bağlamda, Trump’ın dostları arasında yer alan iş insanları, savaşın seyriyle doğrudan etkilenmesi ve olası kazançlar elde etmesi beklenirken, uluslararası piyasaların da bu durumdan etkilenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Öte yandan, çatışmanın tetiklediği insani krizler ve bölgedeki sivil kayıplar, savaşın arka planındaki gerçekleri gözler önüne seriyor. İnsanlık dramının yaşandığı bölgelerde ise, Donald Trump’ın desteklediği bazı özel güvenlik şirketleri ve silah sanayicileri, bu savaşta ihracaatlarını artırarak kazanç sağlıyor. Ortaya çıkan tablo, Trump döneminde yükselen bu dostların, savaşın en büyük kazananlarından biri olabileceğini gösteriyor.
Gelecek dönemde yaşanacak gelişmeler, bu çatışmanın sadece askeri ve siyasal boyutlarıyla değil, ekonomik boyutlarıyla da yeniden şekilleneceğini ortaya koyuyor. ABD basını, bu savaşın sadece Asya ve Orta Doğu üzerindeki etkilerini değil, aynı zamanda dünya genelindeki güç dengelerini de dönüştürebileceği tahmininde bulunuyor. Dolayısıyla, Trump’ın dostlarının bu savaşta oynadığı rol, siyasi arenada daha fazla tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Sonuç olarak, İsrail-İran savaşı, sadece iki ülke arasındaki bir çatışma olmaktan çıkıp, küresel ekonomik ve siyasi dinamiklerin belirleyicisi haline gelmiştir. Trump’ın dostlarının bu süreçteki kazanımları, gelecekteki jeopolitik istikrarsızlıkları ve Orta Doğu’daki çelişkili ilişkileri yeniden gözden geçirmemize sebep olacak. Bu bağlamda, herkesin gözü önünde gelişen bu olaylar, sadece savaşın kazananlarını değil, aynı zamanda kaybedenlerini de belirleyecektir.