Otizm spektrum bozukluğu (OSB), bireylerin sosyal iletişim, davranış ve çevreleriyle etkileşim konusunda zorluklar yaşadığı bir gelişimsel bozukluktur. Yapılan araştırmalar, otizm tanısı konulan bireylerin büyük çoğunluğunun erkek çocukları olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, otizmin neden erkek çocuklarında daha yaygın olduğuna dair birçok soru ve teori üretmiştir. Bilim dünyası, bu ayrıma dair farklı yaklaşımlar geliştirmiş ve erkek çocukları ile kız çocukları arasındaki biyolojik, genetik ve çevresel faktörleri araştırmıştır.
Bilim insanları, otizmin genetik bir temel taşıdığını ve bazı genlerin erkeklerde daha fazla etkili olabileceğini öne sürmektedir. Birçok çalışmada, otizmli bireylerin ailelerinde benzer durumların gözlemlendiği, yani otizm geninin ailelerde belirli bir şekilde aktarıldığı görülmüştür. Bu bağlamda, bazı gen mutasyonlarının erkek çocuklarında daha sık görüldüğü ve bu durumun otizm spektrum bozukluğu ile ilişkili olabileceği söylenebilir. Özellikle X kromozomunda yer alan bazı genlerin, erkeklerde daha fazla zarar görmesi ya da etkili olmasının, otizmin bu bireylerde daha sık ortaya çıkmasına yol açtığı düşünülmektedir.
Ayrıca, genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel etmenlerin de bu durumu etkileyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çocukluk dönemi boyunca karşılaşılan belirli çevresel faktörler, genetik yatkınlığı tetikleyerek otizm gelişimini hızlandırabilir. Bu noktada, uzmanlar gebelik sırasında maruz kalınan kimyasal maddeler, enfeksiyonlar ve beslenme düzeninin de önemli rol oynayabileceğini belirtmektedir.
Erkek çocuklarının otizm tanısı almasının bir diğer boyutu da toplumsal ve psikolojik etmenlerden kaynaklanmaktadır. Toplumda cinsiyet rolleri, erkek çocuklarının hemen her zaman daha aktif ya da daha dışa dönük davranması beklentisi ile şekillenmiştir. Bu durum, erkek çocuklarının sosyal becerilerindeki eksikliklerin daha erken fark edilmesine sebep olabilmektedir. Kız çocuklarında ise, sosyal beceri eksiklikleri daha gizli kalabiliyor. Bu nedenle, klinik ortamda kız çocuklarının otizm belirtileri daha geç anlaşılabilir ve tanı konulma süreci uzayabilir. Ayrıca bazı uzmanlar, kız çocuklarının otizm tanısı koyulmadan önce çevrelerini daha iyi taklit edebilme yetenekleri dolayısıyla daha az dikkat çektiğini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, otizm spektrum bozukluğu erkek çocuklarında daha yaygın olarak görülse de, bu durumun arkasında yatan birçok karmaşık faktör bulunmaktadır. Genetik, biyolojik, çevresel ve sosyal etmenlerin birleşimi, erkek çocuklarındaki otizm oranlarının artmasında etkili olmaktadır. Bu konudaki araştırmalar devam etmekte ve yeni bulgular, otizmin neden erkeklerde daha yaygın olduğu konusunda daha derin bir anlayış geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Ailelerin, eğitimcilerin ve sağlık profesyonellerinin, bu durumun anlaşılması ve otizmli çocukların ihtiyaçlarının karşılanmasında daha bilgili ve duyarlı olmaları önemlidir.