Bu yıl yapılan LGS (Liseye Geçiş Sistemi) sınavı, öğrencileri ve aileleri arasında tartışmalara yol açtı. Ülke genelindeki toplamda yüz binlerce öğrenci, ortaokul dönemi boyunca öğrendiklerini bu sınavda sergileme fırsatı buldu. Ancak, yapılan sınavda sorulan bazı soruların eleyici niteliği, birçok öğrencinin sınavdan aldığı sonuçları olumsuz etkiledi. Hem sayısal hem de sözel kısımlarda karşılaşılan zorluklar, sınavdan çıkış sonrası öğrencilerin yüz ifadelerine yansıdı ve aileler arasında endişe yarattı.
Öğrenciler, sayısal bölümde özellikle matematik sorularının beklentilerinin çok üzerinde olduğunu dile getirdiler. Birçok öğrenci, sınav anında panikleyerek yanıtlayamadıkları sorular yüzünden büyük bir stres yaşadı. Uzmanlar, bu durumun öğrencilerin birikimlerini yansıtma fırsatını büyük ölçüde azalttığını belirtti. Her ne kadar her yıl LGS'de belirli bir zorluk seviyesi bekleniyor olsa da, bu yılki seviyenin daha yüksek olduğu yönündeki eleştiriler dikkat çekti.
Aileler ise çocuklarının sınav sonrası yaşadığı düş kırıklığını gözlemleyerek, sıkıntılı anların geçmesi için destek olmaya çalıştılar. Bazı ebeveynler, bu yoğun strese maruz kalan çocuklarının sınav öncesi dönemlerinde yeterince hazırlandıklarını düşündüklerini dile getirdi. Ancak, sınavdaki beklenmedik zorluklar, pek çok öğrencinin gereken performansı göstermesini engelledi.
Sınavın sözel kısmında da benzer sorunlar yaşandı. Öğrenciler, edebiyat ve Türkçe derslerinden bekledikleri kadar kolay sorularla karşılaşmadıklarını ifade etti. Özellikle metin çözümleme ve yorumlama sorularının karmaşık ifadeler içermesi, birçok kişinin zaman yönetimini olumsuz etkiledi. Öğrenciler, soruları yanıtlamak yerine zaman kaybetmek zorunda kaldılar.
LGS’nin bu yılki şeklinin gelecekte nasıl bir etkisi olabileceği ise şimdiden merak konusu oldu. Eğitimciler, eleyici soru tarzlarının birçok öğrenciyi olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulundular. Bu durum, eğitimin niteliği ve sınav sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gündeme getirdi. Ayrıca, gelinen noktada sınav sisteminin bu denli zorlu hale gelmesinin, öğrencilerin psikolojik ve akademik olarak üzerindeki etkileri araştırılmak üzere dikkatle incelenmelidir.
Öğrencilerin ve ailelerin yaşadıkları bu zorlu süreçte, eğitim uzmanları tarafından verilen destekler ile hem sınav kaygısının yönetilmesi hem de motivasyonun artırılması gerektiği vurgulanıyor. Sonuç olarak, LGS sınavının bu yıl zor geçtiği, hem öğrencilerin hem de ailelerin gönlünü hoş tutmak açısından önemli bir ders verdiği söylenebilir. Önümüzdeki yıllarda yapılacak sınavlarda bu tür durumların tekrar yaşanmaması için eğitim sistemindeki eksikliklerin gözden geçirilmesi ve gerekli düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi, daha sağlıklı bir eğitim ve sınav süreci için elzem hale gelmiştir.