Lapseki, Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan güzel bir ilçe olarak bilinirken, son zamanlarda tarım dünyasında büyük bir heyecan yaratacak bir gelişme yaşandı. Yerel çiftçilerden biri, özgün ve dev bir sebze yetiştirerek adeta gözleri üzerine çekti. Bu dev sebze, o kadar büyük ki, yalnızca bir çay bardağına değil, birçok geleneksel tarım ürünündeki rekora da meydan okuyor. “Lapseki devi” olarak anılan bu sebze, bölgenin tarımsal potansiyelinin yanı sıra çiftçilerin azim ve emek hikayesinin de bir sembolü haline geldi. Bu yazıda dev sebzenin hikayesini, tarımdaki önemini ve Lapseki’nin tarımsal zenginliklerini derinlemesine inceleyeceğiz.
Lapseki, zeytinlerinden domateslerine kadar çeşitli ürünlerle bilinen bir tarım bölgesi olmanın yanı sıra yerel çiftçilerin yenilikçi yaklaşımlarıyla da dikkat çekiyor. Özellikle son yıllarda, sürdürülebilir tarım uygulamalarının benimsenmesi sayesinde, bölgedeki ürünlerin kalitesi önemli ölçüde arttı. Çiftçiler, tarımda modern yöntemleri ve teknolojiye başvurarak, rekabeti artırmak ve ürün verimliliğini yükseltmek için çaba sarf ediyorlar. Bu bağlamda, dev sebzenin yetiştirilmesi de bu yenilikçi yaklaşımların bir sonucudur. Çiftçiler, doğal gübreler ve organik tarım teknikleri kullanarak ortamı en iyi şekilde değerlendirdiler. Bu, tarımın sadece verimliliğini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda çevre dostu bir yaklaşım da sunmasını sağlıyor. Lapseki'deki tarım çiftliklerinin büyük bir kısmı, çevresel dengeyi koruyarak üretim yapma gayretinde, bu nedenle, dev sebzenin yetiştirilmesi de bu çalışmaların bir parçası durumunda.
“Lapseki devi” olarak bilinen dev sebzenin hikayesi, yerel çiftçi Hasan Yıldız’ın tutkusuyla başlıyor. Hasan, tarım işiyle uğraşmaya başladığı günden bu yana her zaman yenilikleri denemeye açık birisi oldu. 2023 yılında, bahçesindeki ürünleri geliştirmek için farklı tohumlar denemeye karar verdi. Uzun süreli araştırmalar ve denemeler sonucunda, kabak tohumunda karar kıldı. Bu tohum, hem verimliliği hem de büyüme potansiyeliyle dikkat çekiyordu. Gerekli koşulları sağlayarak (toprak seçimi, sulama yöntemleri vb.) bahçesinde dev bir kabak yetiştirmeyi başardı.
Birçok çiftçi, yetiştirdikleri ürünlerin üzerine titizlendiği gibi, Hasan da dev kabak üzerine yoğunlaştı. Toprağın her bir karışını özel olarak işleyerek ve sulama sürecine ekstra özen göstererek, kabak tam anlamıyla bir dev haline geldi. Hasat zamanı geldiğinde, Hasan’ın bahçesinde göz alıcı büyüklükte bir kabak belirdi. Öyle ki, bu kabak o kadar büyüktü ki, bir çay bardağına bile sığmıyordu! Hasan, suladığı her gün bir öncekine göre biraz daha büyüyen dev kabakla gururunu yaşıyor. “Her gün onu görmek benim için bir mutluluk kaynağı oldu. Tarım, sabır ve sevgi gerektiren bir iş, bu dev kabak da emeğimin bir ürünü” diye konuştu.
Lapseki devi olarak bilinen kabak, yerel pazarda da kısa sürede ün kazandı. İnsanlar yatkın oldukları yerel ürünler arasında bu dev kabakla tanışmak için sıraya girdi. Hasat sonrası stantlarda sergilenen dev sebze, yalnızca boyutuyla değil, lezzetiyle de dikkat çekti. Sosyal medyada da büyük yankı uyandıran bu dev kabak, birçok kişi tarafından fotoğrafları çekilerek paylaşılmaya başlandı. Yerel halk, bu durumu sadece bir tarımsal başarı olarak değil, aynı zamanda bir kültürel sembol haline de getirirken, Lapseki’nin tarımsal potansiyelini gözler önüne serdi.
Lapseki'nin tarım potansiyelini ve dev sebzenin hikayesini göz önünde bulundurarak, bu durumun sadece bir başarı değil, aynı zamanda bölgenin geleceği için umut vaat eden bir gelişme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yeni nesil çiftçiler, bu örnekten ilham alarak, tarımda farklılık yaratma adına benzer yenilikçi çalışmalar yapmaya devam edecek. Böylece Lapseki, geleceğin tarımına yön verecek bir ilçe olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam edecek.