Kartalkaya'da yaşanan trajik bir kaza sonucunda ailesini kaybeden Doğan, adalet arayışında gösterdiği kararlılığıyla dikkat çekiyor. 35 yaşındaki Doğan, kazanın ardından yalnızca yasını tutmakla kalmayıp, aynı zamanda hukuki süreçte önemli bir değişim talep ediyor. Doğan, kazanın ardından yaşadığı acının yanı sıra benzer olayların önlenmesi için hukuki belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyor. "Emsal karar çıkmalı" diyen Doğan, kazadayla ilgili yargılamaların daha titiz ve özverili bir şekilde yürütülmesi gerektiğini savunuyor. Akıl almaz olayın detayları ve Doğan’ın talepleri, sadece ailesinin acısını değil, toplumsal bir sorunu da gündeme getiriyor.
Olay, kış turizminin en yoğun yaşandığı Kartalkaya'da gerçekleşti. Ailesiyle birlikte kayak yaparken, talihsiz bir kazaya kurban giden Doğan, bu vakadan sonra hayatının tamamen değiştiğini ifade ediyor. Kazada annesi, babası ve bir kardeşini kaybeden Doğan, nasıl bir felaketle yüzleştiğini, her gün uyandığında yaşadığı boşluğu ve derin acıyı dile getiriyor. Bu kayıplarının ardından yaşadığı duygusal çöküşü ve yeniden hayata tutunma mücadelesini anlatan Doğan, üzüntüsünün yanı sıra adalet arayışındaki kararlılığı ile de dikkat çekiyor. Yaşanan acı olayın ardından, sadece kişisel bir kayıp değil, toplumda benzer kazaların yaşanmaması adına bir değişime ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Doğan, kazanın ardından başlattığı hukuki süreçte emsal bir kararın önemine vurgu yapıyor. “Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için hukuki sistemin daha etkili işlemesi gerekiyor” diyerek, sadece kendi davası için değil, aynı zamanda bundan sonraki tüm mağdurlar için sağlam bir altyapı oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Olayın hemen ardından açılan davaların nasıl seyredeceği konusunda tedirgin olduğunu ifade eden Doğan, sürecin şeffaf bir biçimde yürütülmesi ve sorumluların cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyor. Aynı zamanda, yaşanan olayların toplumsal bilinçlenmeye neden olacağını umduğunu belirtiyor. “Kaza sadece benim ailemin başına gelmedi. Benzer kazalar, birçok aileyi derinden etkiliyor. Bu yüzden hukukun herkese eşit şekilde işlemesi çok önemli” şeklinde konuşuyor.
Hukuki süreçlerin zamanla nasıl sonuçlanacağını bilmenin zor olduğunu ifade eden Doğan, kendisinin olduğu gibi başka mağdurların da umutla adalet umudunu kaybetmemesi gerektiğini dile getiriyor. Süreç sona erdiğinde, kazaların önlenmesi amacıyla yapılacak yasal düzenlemelere dikkat çekerek, mevcut durumun iyileştirilmesi adına gerekli adımların atılmasının önemini vurguluyor. Kazanın tüm yönleri ortaya konmadan bir iddianamenin hazırlanmasının onları kaygılandırdığını belirten Doğan, sağlıklı bir yargı sürecinin adaletin temel taşlarından biri olduğunu düşünerek sorumluların ceza almasını dört gözle bekliyor.
Toplumda yaşanan kayıpların sadece bireysel değil, kolektif acıya dönüşmesi gerektiğini savunan Doğan, bu tür olayların herkesin başına gelebileceği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor. Yasal düzenlemelerin önemine vurgu yaparken, kendi hikayesinin bir simge olmasını umuyor. “Benim başıma geldi ama benzer olayların yaşanmaması için mücadele ediyorum. Bugün buradayım ama başka bir aile, yarın aynı acıyı yaşamamalı” ifadeleriyle bu sürecin sadece kişisel acısından öte toplumsal bir hareket olması gerektiğinin altını çiziyor.
Sonuç olarak, kartalkaya acısı ve Doğan’ın yaşadıkları, yalnızca kişisel bir kayıp değil, toplumsal bir harekete dönüştürülmesi gereken önemli bir konudur. Doğan’ın adalet arayışını sürdürmesi, diğer mağdurlara da umut verebilir. Emsal karar talepleri, hukukun gücünün önemini vurgularken, bu süreçte toplumun da sorumluluk alması gerektiği gerçeğini gözler önüne seriyor. Doğan’ın hikayesi, sadece bir insanın yaşadığı trajedi değil, aynı zamanda toplumu daha güvenli bir yer haline getirmek için verilen bir mücadeledir.