Gazze’de son günlerde yaşanan çatışmalar, bölgedeki sivil kayıpları ve özellikle sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetle dünya gündemini sarstı. Yeni yayımlanan otopsi raporları, bu trajik olayların boyutunu daha da gözler önüne sererken, sağlıkçılara yönelik saldırıların ayrıntılarını içeriyor. Raporda, sağlıkçıların yalnızca görevlerini yerine getirirken hedef alındığı ve başlarından vurularak öldürüldükleri belirtiliyor. Bu durum, uluslararası insan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler tarafından büyük bir endişe ile karşılandı. Her biri hayat kurtarmaya çalışan bu kişilerin, çatışma ortamında neden hedef alındığı konusunda pek çok soru gündeme geldi.
Gazze Sağlık Bakanlığı, yeni aldığı bilgilerin ışığında otopsi raporunu kamuoyuna sundu. Rapor, sağlık personelinin çatışmalar sırasında nasıl bir riskle karşı karşıya kaldığını ve bu olayların ardındaki sebepleri detaylandırıyor. Yapılan incelemelerde, en az üç sağlık çalışanın doğrudan başlarından vurulmuş olduğu ve bu durumda can verdikleri belirtildi. Sağlıkçılara yapılan bu saldırılar, temel insan hakları ihlalleri olarak kabul ediliyor. Ayrıca, otopsi raporunda, sağlık çalışanlarının yaralanma oranlarının oldukça yüksek olduğu ve yaralanan hastalarda dahi tedavi hizmetlerinin sağlanamadığına dikkat çekiliyor.
Gelen tepkiler uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmadığını gösteriyor. Birleşmiş Milletler, sağlık çalışanlarının korunması adına acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Uluslararası Kızılhaç Örgütü ve diğer sivil toplum kuruluşları da, sağlık personelinin güvenliğini sağlamanın artık bir zorunluluk olduğunu belirtmekte. Raporda ortaya konulan bulgular, koşulların ne denli acımasız olduğunu gözler önüne seriyor ve bu durumun iptal edilemez bir söylediği var: Savaş, masumların ve sağlık emekçilerinin yaşamına mal olmamalıdır. Sosyal medya üzerinden yükselen tepkiler ve imza kampanyaları, dünya genelindeki bireylerin bu duruma karşı duyarlılığını artırmış durumda. Gazze'deki bu iç acıtan tablo, sağlık çalışanlarının önemini ve korunmalarının ne denli elzem olduğunu gösteriyor. Herkes, çatışma bölgelerinde dahi insanların hayatlarına değer verilmesi gerektiğine inanıyor. Sağlık hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde sürmesi, insanlık adına atılmış en önemli adımlardan biri olarak görülmekte ve bu konuda uluslararası iş birliğinin artırılması gerektiği dile getiriliyor.
Bu trajik olaylar sonunda ne yapılması gerektiği sorusu bir yandan yanıt ararken, diğer yandan uluslararası toplumu harekete geçirmekte. Kendi canları pahasına dünyayı kurtarmaya çalışan sağlık çalışanları, bu olayların ardından yeniden güvenli bir ortamda görev yapabilmek için nasıl bir mücadele verecekler? Bu sorular, önümüzdeki dönemde Gazze ve benzeri çatışma bölgeleri için kritik öneme sahip olacak. Gelecek dönemde sağlık çalışanlarının korunması için gerekli adımlar atılmazsa, yaşanan bu acı olayların tekrarlanması kaçınılmaz görünüyor.
Sonuç olarak, Gazze’de bir kez daha görüldüğü üzere, sağlık çalışanları tüm dünyada savaştan en çok etkilenen grupların başında gelmektedir. Bu nedenle, sağlık hizmetlerinin sunumu esnasında maruz kaldıkları tehlikelerin azaltılması için dünya genelinde güçlü bir ses yükseltilmesi elzemdir. Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir dünyada, sağlık çalışanlarının güvenli bir şekilde görev yapabilmesi için uluslararası toplumun güç birliği yapması gerekmektedir. Yoğun bir mücadele veren sağlıkçılar, artık hedef alındıklarını açıkça ortaya koyan bu raporların ardından desteklenmelidir.