Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin tarihi geçmişine vurgu yaparak, Çanakkale Zaferi'nin sadece bir askeri başarı olmadığını, aynı zamanda milletin varoluş mücadelesinin bir sembolü olduğunu ifade etti. Tüm dünya, Türk milletinin azmi ve kararlılığı ile yazdığı bu destanı unutmamalıdır. Erdoğan, “Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz” diyerek, tarih biliminin modern Türkiye’nin kimliğini tanımlamadaki rolüne dikkat çekti.
Çanakkale Zaferi, 18 Mart 1915 tarihinde gerçekleşmiş olup, Türk milletinin düşmana karşı koyduğu kahramanlıklarla dolu bir direnişin ifadesidir. Bu zafer, yalnızca askeri bir başarı değil, aynı zamanda bir ulusun bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesidir. Erdoğan, bu tarihi olayın derslerinin günümüzde de geçerliliğini koruduğunu ve genç nesillere aktarılması gerektiğini vurguladı. Çanakkale, sadece savaşın değil, aynı zamanda birlik ve beraberliğin, millet olma bilincinin pekiştiği bir zemin olmuştur.
Erdoğan, konuşmasında günümüzde karşılaşılan zorluklara da atıfta bulunarak, “Tarihinden ders almayanlar, gelecekte de varlıklarını sürdüremezler.” dedi. Bu bağlamda, eğitim sistemine ve gençlerin tarih bilgisine yapıcı yatırımlar yapılmasının önemine değindi. Türkiye’nin güçlü geleceği için geçmişi bilmek ve ona sahip çıkmanın gerekliliğini ifade eden Erdoğan, milletin tarih bilincinin artırılmasının, toplumun dayanışma ruhunu güçlendireceğini belirtti. Çanakkale’nin sadece bir savaş değil, aynı zamanda Türk milletinin kimliğini bulma sürecinin bir parçası olduğunu hatırlatarak, tarihi olayların genç nesillere doğru bir şekilde aktarılmasının önemine dikkat çekti.
Erdoğan'ın bu vurguları, Türkiye'nin tarihsel köklerinin modern dünyada daha iyi anlaşılması gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle, eğitim politikalarının geçmişle geleceği buluşturacak şekilde ele alınmasının gerekliliği ortaya çıkıyor. Türk gençliği, Çanakkale'de verilen mücadelenin ruhunu anlamalı ve bu bilinci geleceğe taşımakta en büyük görevleri olduğunu unutmamalıdır. Çanakkale Zaferi dolayısıyla yapılan anma etkinlikleri, bu ruhu yaşatmanın ve pekiştirmenin bir yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle 18 Mart'ta düzenlenen etkinlikler, yalnızca geçmişin hatırlanması değil, aynı zamanda yaşanmışlıkların yeni nesillere aktarılması adına eşsiz bir fırsat sunuyor.
Böylece, Erdoğan’ın Çanakkale mesajı, binlerce yıllık geçmişi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için kritik bir aşama olarak değerlendiriliyor. Modern Türkiye’nin temellerinin atıldığı bu toprakların, hem askeri hem de manevi açıdan öneminin yalnızca 1915 ile sınırlı kalmadığını, asırlardır süregelen bir mücadele ve varoluş hikayesinin parçası olduğunu unutmamak gerekiyor. Erdoğan'ın çağrısıyla birlikte, Çanakkale ruhunu yaşatmak ve bu değerleri geleceğe taşımak, her Türk vatandaşının ortak sorumluluğu olmalıdır. Aynı zamanda bu, Türkiye'nin ulusal birliğini ve beraberliğini pekiştirecek bir adım olacaktır.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı bu özel vurgular, sadece geçmişi anma değil, aynı zamanda geleceğe dair bir vizyon sunma niteliği taşıyor. Çanakkale’nin ruhunu anlamak, Türkiye’nin güçlenmesi ve dünya sahnesinde daha etkin bir rol alması için bir gereklilik haline gelmiştir. Bu bağlamda, tarih bilincini artırmak ve bu bilinci genç nesillere aktarmak, Türkiye’nin geleceği için kritik bir öneme sahip olduğu bir realitedir. Bu nedenle, Türkiye'nin tarihi derinliklerine inmeye ve bu değerleri çağdaş yaşamın bir parçası haline getirmeye devam etmek, ülke olarak en büyük görevimiz olmalıdır.