Bu yıl 20. yaşına basan genç girişimci Ali, 10 yaşında başladığı mesleki yolculuğu ile hem yaşıtlarına hem de sektöre ilham veriyor. Daha çocuk yaşlarda eline aldığı tornavida ve aletlerle girdiği mekanik dünyası, onun için bir tutku haline geldi. Zamanla sadece kendi merakını değil, aynı zamanda toplumsal faydayı göz önünde bulundurarak geleneksel yöntemlerle modern teknolojiyi harmanlayan yenilikçi bir yaklaşım geliştirdi.
Ali, 10 yaşındayken babasının iş yerinde geçirdiği zamanların onun hayatında büyük bir dönüm noktası olduğunu söylüyor. O yaşta, tamir işlerinin temel prensiplerini öğrenmeye başlamıştı. Her biri farklı bir yetenek talep eden aletlerle oynayarak, hem el becerisini geliştirdi hem de problem çözme yeteneğini pekiştirdi. Onun için bu aşamalardan geçen süreçler, eğitim hayatında göstermesi gereken pratik bilgi ve deneyimleri oluşturdu.
Ali'nin bu mesleğe olan sevgisi, zamanla yalnızca aile çevresinde değil, arkadaşları ve komşuları arasında da yayılmaya başladı. Onun küçük yaştaki yetenekleri, etraftaki büyüklerin bile dikkatini çekmesine vesile oldu. Çocukluk yıllarında, ''Ali'nin elleri'' diye anılmaya başlayan genç girişimci, elindeki aletleri kullanarak yapacağı aktif projelerle çevresindeki sorunlara çözüm arayışlarına girdi.
Günümüzde çoğu genç, dijital teknolojilere yönelerek geleneksel yöntemleri arka plana atabiliyor. Ancak Ali, tam tersine geleneksel yöntemlere olan tutkusunu sürdürmekte bir kararlılık gösteriyor. O, eski usul tamirat tekniklerini modern teknoloji ile birleştirerek, hem tarihi bir mirası yaşatıyor hem de geleceğin iş ortamlarına yeni bir soluk getiriyor. Bu bağlamda, Ali'nin felsefesi “Sadece teknoloji yeterli değildir, geçmişin bilgisiyle harmanlanmalıdır.” şeklinde özetleniyor.
Ali, iş yerinde gerçekleştirdiği projelerde teknoloji ile geleneksel yöntemleri bir araya getirerek sektörde bir fark yaratmaya çalışıyor. Örneğin, eski çizim tekniklerini kullanarak yaptıkları tasarımlar, genç zihinlerin temellere dair bilgiye sahip olmasını sağlarken, ekip arkadaşlarına da ilham vermektedir. Ali’nin projelerinde, 3D yazıcılar ve atölyedeki mevcut aletler ile bir araya gelen tasarımlar, sadece ürün yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda iş süreçlerini de hızlandırıyor.
Her ne kadar zaman içinde teknolojinin hızlı ilerleyişine ayak uydurması gerekse de Ali, geçmişe olan bu bağlılığını karşılaştırmalı değerlendiriyor. “Geleneksel yöntemler, yeni teknolojilere kadar geçen yolların taşlarını döşedi” diyerek bunu vurguluyor. Ali, böylelikle, yalnızca bir girişimci değil, aynı zamanda bir eğitmen ve mentor olmanın verdiği güçle kendi topluluğunun gelişmesine destek olmaktadır.
Ali'nin hikayesi, pek çok gence ilham veren, bir yandan teknolojiyi kucaklarken diğer yandan geleneksel değerleri unutmamanın önemini vurgulayan bir başarı öyküsüdür. Yıllar içinde kendini eğitimine adamış olan Ali, gençlerin yapabileceği şeylerin sınırlarını zorlamasına olanak tanımakta ve müjdeleyici bir gelecek oluşturmak adına farkındalık yaratmaktadır.
Ali, işine ve mesleğine duyduğu aşkı hiçbir zaman yitirmedi. Şimdi ise mütevazı bir öğrenciden, yaptığı iş ile takdir edilen bir girişimci ve mentor konumuna yükselmiş durumda. Gelecek hayalleri arasında, doğa dostu malzemelerle çalışarak bu alanda inovasyonlar geliştirmek yer almakta. Ali'nin hikayesi; cesaret, azim ve tutkunun, hayatta karşılaşılan pek çok zorluğun üstesinden nasıl gelinebileceğinin açık bir örneği olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle, genç girişimciler için benzerlerinin yaşanması ve yaşatılması gereken bir öneri halini almıştır.